Pek cok insan ömrünün ücte birini uykuda gecirir ve uyurken de cogu kere rüya görürler. Rüyalarin gercekliginden süphe etmek, Islam dünyasi icin mümkün degildir. Cünkü Müslümanlar, gözümüzün gördügü dünya ile manevi dünya arasindaki kopmaz bagin farkindadir. Ikisi arasina keskin bir sinir koymazlar; dünya hayatindan daha yüksek olan o alemi nasil tanimlarlarsa tanimlasinlar, buna ister dünyanin baslangicindan itibaren olacak olan her seyin; insan aklinin anlayamadigi harflerle üzerine yazili oldugu Levh-i Mahfz desinler, ister esyanin aslinin yer aldigi ara dünya olan alem-i misal adini versinler, bu insanlar icin rüyada olan sey, o yüksek alemde önceden kararlastirilmis olanlardan baska bir sey degildir. Duyusal olmayanin dünyasi da insanlarin gözünün önünde duran, herkesce görülebilen dünya kadar gercektir. Islam tasavvufu üzerine yaptigi önemli calismalarla dünya capinda büyük bir söhrete sahip Annemarie Schimmelin bu kapsamli monografisi; Islamda rüyanin mahiyeti, anlami, konumu ve tarihi üzerine yapilmis en aydinlatici calismalarindan biridir.
