Hayal gücünden yoksun insanin talihsizligi ve cöküntüsü artik aciklanabilmektedir diyor Eliade O, hayatin ve kendi ruhunun derin gerceginden kopmustur. Hayal gücüne sahip olmak ise, dünyayi bütünselligi icinde görmektir, cünkü kavramsallastirmaya gelmeyen her seyi göstermek imgelerin görevidir. Efsanelerin, masallarin, mitlerin gerilediklerini ve simgelerin dünyevilestiklerini gördük, ama bunlar hicbir zaman kaybolmadilar. En silik varolusta bile simge kaynamakta, en gercekci insan bile imgelerle yasamaktadir.
Bir antropo-kozmos, evrenin kücük bir modeli olarak insan, bedenin simgeciligine ve toplumlarin kendi cevreleriyle baglantili imgelemine, sembolleriyle örülmüs kültürünün derinliklerine nüfuz edebilir, böylece varliginin merkezindeki kozmik ritmleri yeniden bulabilir.
Eliade, bu zarif ve tutkulu olaganüstü kitabinda, modern insan psikesinde simgelerin, mitlerin ve efsanevi konularin halen yasamakta olduklarina dikkat cekerek, eski simgeciligin ilk örneklerinin kendiliginden kesfinin tüm insanlarda ortak bir olgu oldugunu göstererek, bunlarin sadece bir dinler tarihcisine degil, basta psikoloji ve edebiyat erbabi olmak üzere, uzman olmayan tüm okurlara da neler ögretebileceklerini ortaya koyuyor.
