Cok kücük yaslardan itibaren, sevilmek ve ihtiyacimiz olani alabilmek icin degismemiz, baskalarinin isteklerine boyun egmemiz ve daha iyisini yapmamiz gerektigine inandiriliriz. Cocukken icsellestirdigimiz bu, Ancak degisirsem ve baskalarinin beklentilerini yerine getirirsem sevilebilirim inanci, yetiskinlik dönemimizdeki tüm secimlerimize, arzularimiza ve hayallerimize bir gölge gibi iz birakir. Sürekli bizde bir sorun oldugunu ve degismezsek sevilmeyecegimizi, arzulanmayacagimizi, yalniz ve mutsuz olacagimizi düsünürüz. Bu da cogumuz icin zor duygular ve bizi sinirlandiran inanclar ve döngülerle dolu bir hayatin icerisine sikisip kalmak anlamina gelebilir. Peki bu döngüyü kirmak ve kendimiz olarak sevilmek gercekten mümkün mü Kosulsuz Sefkat kitabinda Dr. Tara Brach, zor duygular icindeyken, hayata dair bizi sinirlandiran inanclarin pencesine düstügümüzde ve o an icin bir cikis yolu bulamamanin panigini derinden hissederken bize iyi gelecek bir pratik sunuyor RAIN meditasyonu. Kitapta, RAIN meditasyonu ile Tara Brach ve ögrencilerinin hayatlarinin nasil kökten degistigi de aktariliyor. Bu kitap, acinin, istirabin, zorlayici deneyimlerin, aci verici iliskilerin, hastaliklarin ve umutsuzlugun pencesinde kivrananlara icsel kaynaklarini kesfederek adim adim kosulsuz sefkate yürümeyi ögreten, yeniden baslayabilmenin gücünü hatirlatan, bilgelik dolu bir rehber. Filozof Friedrich Nietzsche söyle der, Deri degistiremeyen yilan ölüp gider. Bizim de serpilip büyüyebilmemiz icin kendimizde hatali bir taraf oldugu yönündeki inancimizdan vazgecmemiz gerekir.
